Sehri, teknik bir konu olmaktan çikararak düsüncenin konusu haline getirmeye çalisacagini çünkü mimarinin zihniyetle yakindan alakali oldugunu ,mimarinin/imarin sadece mühendislere , mimarlara,siyasetçilere birakilacak bir konu olmadigini,sehir hermeneutiginden yola çikilarak bir siyaset hermeneutigi ve mimari ikonografi yapilabilecegini ifade eden Dr.Mehmet ULUKÜTÜK sözlerine söyle devam etti:
İmarkelimesi ‘ insanin kendine bir mekanda yer açmasi’ olarak tanimlanir.Dünyadaki diger varliklar yer kaplayan varliklarken insan, kendine yer açan bir varliktir.Mimari iste tam da bu anlamda bir mekana ömür biçmek, yasamda bir yer açmaktir.Dolayisiyla mimari insani diger varliklardan ayiran ve insanin kendisine dünyada bir yer açma çabasi olarak anlasilmalidir. Mimarisi olmayan hiçbir sehir yoktur.Çünkü bir sehrin sehir olmasi mimarisinin olmasina baglidir.
Mimarinin ikonografisini çikarmak ‘mimari eserleri nasil yorumlayabiliriz?’ sorusunu sormaktir.Sehirdeki mimari yapilarin zihniyet dünyasiyla iliskiye girmektir.Bu iliskiye girilmedigi takdirde mimaride yer kaplariz.Modern dönemde insanin kendine bir mekan açtigi ve zihniyetini yansitan bir mimariye izin verilmemekte ve mimari insandan bagimsiz bir sekilde yapilmaktadir.
Mimari eserler dört türlü okunabilir:-Harfi okuma: yapinin somut varligiyla yüzlesmek demektir.Günümüzde biz mimarimizde somut dünya ötesine geçemedik harfi düzeyde kaldik.
-Etik okuma: yapinin insana ahlaki görevler yükleyen nitelikte olmasi. Modern dönemde yapilan eserler insana herhangi bir ahlaki görev yüklememektedir.
-Alegorik okuma:yapinin temsil ettigi sembolün ne oldugunun anlasilmasi demektir. Bu okuma tarzi Decartes’ten beri ifade edilen ‘Açiklik’ ilkesinin mimariye yansimasidir.Günümüzde tüm binalarin hangi amaçla yapildiklari hemen ortaya çikmaktadir.Akla ‘Bir eserin açik olmasinin ne mahzuru var?’ sorusu gelebilir.Bir mimari eser insani yorumlamaya sevk etmiyorsa o eser sanat eseri olamaz.Eger bir eser yorumlanmaya izin vermiyorsa yapidir/binadir.Dolayisiyla mimari taslasmis bir müzikse her mimari eserin içinde kendisini gizleyen bir anlami olmalidir.Bir sehrin mimarisi, üzerinde gizli anlamlar tasimiyorsa o sehrin insanlarinin da yorumlanacak düsünceleri yoktur demektir. Eger yapinin söyledigi/isaret ettigi bir sey yoksa binalara mimari eser denemez.
-Anolojik okuma: Yapinin metafizik düzlemde bir seyleri isaret etmesidir.
Bir sehrin mimarisini bu dört anlamdan yola çikarak yorumlayamiyorsak o sehir insani düsüncenin bir konusu da olamaz.Türkiye de sehirler sadece harfi düzeyde yorumlanacak sekilde insa ediliyor. Mimariden yola çikarak baska bir noktaya kanat açmak imkani vermiyor.
Turist bakis açisi hayran bakis açisidir, yorumlamaz. Sehrin metafizik dokusu kaybolunca turistik nesne olur.Sehrin metafizik fisiltilari olmalidir.