Istanbulluoglu Konagi'nda yapilan söyleside konusan Dedeoglu; “Degisim yeni bir sey degil, tarih boyunca var olan bir olgudur. Simdilerde yasanan degisimin farki, çok hizli olmasidir. Küresellesme denen bir gerçeklikle karsi karsiyayiz. Iletisim ve ulasim imkânlari, bilgi ve sermaye açisindan sinirlari ortadan kaldirdi. Ancak ayni serbesti insanlarin dolasimi açisindan henüz saglanamadi. Kürsellesme olumluluklar yaninda olumsuzluklar da getirdi. Silah, uyusturucu, kadin ticareti ve kara para aklama vb hastaliklar da küresel boyut kazandi.
Son yillarda dünyanin siyasi ve ekonomik dengesi Avrasya’ya dogru kaymaya basladi. Bunu gören bazi batili güçler, bu bölgelerde stratejik ortak arayislarini hizlandirdi. Cografi konumu ve çevresiyle olan kültürel baglari sebebiyle Türkiye bu amaçla en çok aranan ülkelerden biri haline geldi ve bölgesel bir güç olarak agirligini artirdi.
Bununla birlikte bundan sonra Türkiye, bölgedeki ve dünyadaki agirligini arttirmaya devam etmek istiyorsa mutlaka iç sorunlarini çözmelidir. Kendi içinde sorunlarini çözememis bir ülkenin baskalarina diyecek bir sözü olamaz. Oldukça basarili bir dis politika izleyen Sayin Davutoglu’nun sanirim en çok sikinti çektigi konu; dis dünyaya önerdigi yaklasimlarin kendi ülkesinde karsiliginin olmamasidir”.
Yeni dönem dis politika ile eskisi arasindaki fark nedir sorusuna: “Eskiden bana dis politika konusunda bir seyler yaz deseler (demezlerdi ya) ne yazacagimi bilemezdim. Ama simdi haftada 4-5 yazi yaziyorum yine de yetisemiyorum” karsiligini verdi.
Eksen kaymasiyla ilgili bir soruya, bu konu çok tartisilmistir, ancak olan sudur: Eskiden Türkiye doguyu ve komsularini görmezden gelir sadece batiya bakardi, simdi her iki tarafa da bakiyor, hepsi bu.
AB Türkiye iliskileriyle ilgili bir soruya ise “AB aslinda Türkiye’yi pek kabul etmek istemiyor. Fakat diger taraftan Türkiye’yi kaybetmek de istemiyorlar. Almak istemediklerini hemen söyleyebilirler, fakat AB’ye alinmamasi durumunda Türkiye’nin topyekûn batidan kopacagi endisesi tasiyorlar” seklinde cevap verdi.
Kibris ve Ermeni sorunlarina da deginen Dedeoglu “Kibris ve Ermeni sorunlari Türkiye’nin degismeyen iki sorunudur. Her ikisi de olmasi gerekenden ve kendi boyutlarindan çok öte anlamlar yüklenmis durumdadir. Zira birincisi AB ile ikincisi ise ABD ile iliskilerde belirleyici özellige sahiptir” dedi.