BİLSAM Logo
Haberler Konferanslar Serisi devam ediyor

Konferanslar Serisi devam ediyor

Ibn Haldun Sosyal Arastirmalar Merkezi Konferanslar Serisi...
 Konferanslar Serisi devam ediyor
Eklenme Tarihi : 26.01.2019
Okunma : 1046


BILSAM Ibn Haldun Sosyal Arastirmalar Merkezi birimi tarafindan belirli periyotlarda düzenlenen Konferanslar Serisinde dördüncü konugumuz Istanbul Üniversitesi Ilahiyat Fakültesi Ögretim Prof. Dr. Aydin TOPALOGLU oldu. ‘Güncel Meseleler Isiginda Deizm ve Ateizm’ konusunun ele alindigi konferans yogun bir katilimla BILSAM Konferans Salonunda gerçeklesti.

 

Sözlerine, BILSAM’da bulunmaktan duydugu memnuniyeti dile getirerek baslayan Topaloglu,

“Güzel bir dünyada muazzam bir evrende yasiyoruz. Insanlarin bir kismi hakli olarak bu olanaklari bize bahseden bir yaraticiyi zaruri kiliyor. Zira kalbin her atisi O’nu hatirlatiyor. Insanlarin bir kismi ise muhtesem bir evrenin varligini kabul ediyor fakat farkli gerekçelerle temellendiriyor. Aradaki fark nedir? Bir gerçeklik var, dünya var, varolus var. Bir taraf gördügü tablo ve dünya ile yetiniyor. Bunu açiklayabiliriz gizem yok diyor. Diger taraf pencereyi açip baktiginda gördüklerinin arka planina geçiyor. Yani gördügünü gören var, görünmeyeni gören var. “diyerek sözlerine söyle devam etti:

 

“Ateist , ‘ben gördügümü kabul ederim ötesi yok; her seyi madde ile açiklayabilirim’ diyor, bunda sikinti yok. Fakat bizler gördügümüzle yetinmiyor ötesinde bir varedici oldugunu görüyoruz. Gördügümüz gerçekligi bir üst perde ile açikliyoruz. Ekstra davranip sira disi olarak öteyi görmeye çabalayanlar inananlardir, bunda emek vardir.

 

Varlik karsisindaiki tavir vardir. Biri içeriden biri karsidan bakip açiklama getiriyor. Insanlik tarihi de bu tartismanin tarihidir. Felsefe tarihi bunlari kanitlamakla geçiyor. Varligin ötesini görmeye çalismak çogu zaman hayalperestlik yada halüsinasyon görmek olarak yorumlaniyor ve realist olmaya davet ediliyor.

 

Ölümle birlikte her sey bitiyor diyenler ve hayir sonrasinda bir devamlilik var diye düsünen iki grup arasindaki tartisma hep var olagelmistir. Iki taraf da kendi dogrusunu ispatlamaya çalisiyor. Sokrates’te bu sebeple yargilanmis ve dönemin varolan inanç sistemini korumaya çalisanlar tarafindan suçlu olarak ilan edilmistir.

 

Maddi dünyayi esas kabul eden taraf, din ve inancin olmadigini iddia ediyor ve bu inanç sisteminin nasil ortaya çikip yayildigini bulmaya çalisiyor. Ve kendilerince halki aydinlatmaya çabaliyorlar. Tanri inancinin fabrikasyon oldugunu, sonradan uyduruldugunu ifade edip ispatlamaya çalisiyorlar.”

 

Varlik felsefesinin, felsefe tarihinin ve düsünce tarihinin temelinde yüzde 80-90 tanri düsüncesinin oldugunu söyleyen Topaloglu sözlerini söyle sürdürdü.

 

“Düsünce nötrdür, isteyen yaraticiya ulasir, isteyen ulasamayabilir. Kant’la birlikte yeni bir dönem, Aydinlanma dönemi basladi. Kant, ‘aklini kullanma cesaretini göster’ dedi. Yüzyillarca kilise ‘inan sonra düsün’ diyordu. Kant’la beraber ‘aklini kullan kurtul’ akimi basladi. ‘Aklini kullanan kiliseye teslim olma’ slogani olustu. Insanlarin bir kismi kiliseye teslim olmayip sadece tanriyi kabul etti ve onlara ‘deist’ dendi. Bizler de o dönemde yasasaydik belki ayni tepkiyi verirdik. Digerleri ise tanri ile birlikte kilise ve dayatmalarini da kabul etti ve Avrupada deizmin baslangici budur.

 

Yüzyil daha geçtikten sonra Fransiz devrimi, Sanayi devrimi olunca bunlar kiliseyi yerinden oynatmaya basliyor. Din dallarinda branslasmalar oluyor. Daha da ilerisinde ise Karl Marks ortaya çikti. Toplumu sosyolojik olarak ciddi bir sekilde düsünüp inceledi. Gücü eline geçirenler insanlari sindirmek için dini kullaniyordu. Bu düsünceden hareketle Islam dinini de ciddi saldirilar yapiliyor günümüzde…

 

Bir de Freud’un etkisi var. Bireyi inceliyor ve dogru saptamalar yapiyordu. Insan nefsinin istekleri var ve bir de bunlarin yasak kisimlari var. Insan bunlardan yoruluyor ve zamanla sayiklamaya basliyor ve bir müddet sonra yorgunluk halinde bir illüzyon gibi din ortaya çikiyor diyor.

 

Diger açiklama ise Darwin’in açiklamalari. Darwin adalara gidip canlinin nasil ortaya çiktigini bulmaya çalisiyor. Ve bir teori ortaya atiyor. Daha sonra takipçileri dini çökertmek için bu teoriyi sürdürüp ateizmi destekliyor.”

 

Konferans, Topaloglu’nun katilimcilara tesekkür etmesiyle son bulurken program soru-cevap kismiyla devam et




Bizimle sosyal ağlarda bağlantı kurun!