BİLSAM Logo
Haberler Akademisyenler Depremi Tartisti

Akademisyenler Depremi Tartisti

Akademisyenler Depremi Tartisti
Akademisyenler Depremi Tartisti
Eklenme Tarihi : 14.11.2011
Okunma : 63

BILSAM Akademik Düsünce Toplulugu tarafindan aylik periyotlarla gerçeklestirilen kahvaltili toplantilarin bu haftaki konusu “Deprem ve Malatya” idi. BILSAM Basin Bürosundan yapilan açiklamaya göre üç saat süren ve ilgili alanlarda çalisan akademisyenlerin de hazir bulundugu toplantida geçtigimiz günlerde yasanan Van depremleri özelinde Türkiye’nin deprem gerçegi konusulmus ve bu çerçevede Malatya’da neler yapilabilecegi tartisilmistir. Yapilan tartisma ve degerlendirmelerin sonunda hazirlanan sonuç bildirgesinde asagidaki tespit ve önerilere yer verilmistir.  

 

1. Günümüz dünyasi hizli bir kentlesme egilimi içindedir. Artik dünya nüfusunun yaridan fazlasi, Türkiye nüfusunun %75’inden fazlasi, Malatya nüfusunun ise %65’den fazlasi kentlerde yasamaktadir. Kentler, insanligin tarihsel yürüyüsü içinde insanoglu tarafindan ortaya çikarilan en orijinal ve en karmasik yapilardir.

 

2. Kentlesmede sürdürülebilirligin ilk sarti kenti afetlerden korumaktir. Bu yüzden özelde Malatya genelde de ülkemizdeki bütün sehirler için afet risk unsurlari ortaya konulmali, risk haritalari çikarilmali, afetlerle mücadele stratejisi gelistirilmeli, yapilacaklarla ilgili planlama, projelendirme ve uygulama süreçleri belirlenmelidir.  Kentlerde yapilacak yatirimlar, alt yapi çalismalari, bölge plani, il çevre düzeni, ulasim plani ve diger çalismalar, hazirlanan risk haritalarina göre yapilmalidir.

 

3. Deprem riski Malatya için en basta gelen dogal afet riskini olusturmaktadir. Bu yüzden Malatya’da sürdürülebilir bir kentlesme saglamanin ilk sarti kenti deprem riskine karsi korumaktan geçmektedir. Zira depreme karsi koruyamadigimiz bir kenti sürdürülebilir kilamayiz. Bu anlamda Malatya deprem konusunda mutlaka bir strateji gelistirmeli ve yapilacak çalismalar sistematik bir yaklasimla ele alinmalidir.

 

4. Dogu Anadolu Fayi (DAF) ülkemizin en önemli deprem kusaklarindan birini olusturmaktadir. DAF kusaginda Bingöl, Elazig, Malatya, Adiyaman, Kahramanmaras ve Antakya illeri bulunmaktadir. Tüm bu deprem kusaginda yaklasik 3 milyon kisi yasamaktadir. DAF’in jeolojik özellikleri ve tarihsel deprem kayitlari bu kusak içerisinde 7’den büyük depremlerin olabilecegini göstermektedir. Tarihsel katalog verilerine göre MS 602 yilindan 1905 yilina kadar bu hat üzerinde 21 yikici deprem olusmustur. Bunlarin 13 tanesi Malatya, 2 tanesi Kahramanmaras, 2 tanesi Mus-Bingöl arasi, 2 tanesi Palu (Elazig) ve 2 tanesi de Hazar Gölü (Elazig) çevresinde gerçeklesmistir.

 

5. Bu veriler Malatya’nin her 100 yilda bir yikici bir depremle karsi karsiya kaldigini, Dogu Anadolu fay hatti üzerindeki en riskli bölge oldugunu, bu fay üzerinde son bin yilda olusan depremlerin çogunun Malatya merkezli gerçeklestigini göstermektedir. Dahasi Malatya sadece dogu Anadolu fay hattinin degil ayni zamanda Malatya - Ovacik fay hattinin da tehdidi altindadir.

 

6. Ilimizde “Depremle Mücadele Stratejisi” gelistirilmeli, bu stratejiyi yürütmek üzere bir “Deprem Konseyi” olusturulmali, olasi deprem senaryolari dikkate alinarak deprem parklari belirlenerek, buralarda bagimsiz elektrik enerjisi kaynaklari, su kaynaklari, çadir, isitici, demir kesici, vinç gibi araç ve gereçler hazir bulundurulmalidir. 

 

7. Yapilan insaatlarda asiri yüksek binalara yer verilmemeli, binalar arasinda esneme bosluklari birakilmali, en önemlisi ise mimari yaklasimda degisime gidilerek “Dikey Mimariden Yatay Mimariye” geçilmelidir. Bu yaklasim sosyal psikoloji açisindan da anlamli olacaktir.

 

8. Yapilan her bina için binanin teknik özelliklerini, kim ya da kimler tarafindan insa edildigini, kullanilan malzemelerin özelliklerini, temel yapisini vs gösteren bir “Bina Tanitim Levhasi” hazirlanmali ve yetkili merciler tarafindan onaylandiktan sonra binanin girisine asilmalidir.

 

9. Insaat sektöründe çalisanlarin tamaminda sertifikali olma sarti aranmali belgesi olmayanlar, özellikle konut insaatinda çalistirilmamalidir. En önemlisi müteahhitlik meslegi, belli kriterleri saglamayi gerektiren bir meslege dönüstürülmelidir.

 

10. Türkiye’deki depremlerde olusan can kayiplari temelde binalarin gerekli sartlara uyulmaksizin yapilmasindan kaynaklanmaktadir. Bunun önlenmesi için denetimler siklastirilmali, denetim elemanlari liyakat ve ehliyet ilkesine göre istihdam edilmeli, insaatlar sürekli kontrol altinda tutulmalidir. Zira var olan sorunlarin büyük çogunlugu mevzuat yetersizliginden degil insan unsurundan kaynaklanmaktadir.

 

11. Malatya’nin yapi envanteri çikarilarak bütün konutlar niteligine göre tasnif edilmeli, muhtemel depremlere karsi öncelikli risk alanlari belirlenerek bu alanlarin kentsel dönüsüme ya da yeni konutlarla degistirilmesine yönelik çalismalar baslatilmalidir.  

 

12. Yeni uygulamaya giren yapi denetim sisteminde müteahhidin firma seçme inisiyatifi engellenerek, denetim yapacak firmanin kura ya da sira ile belirlenmesi saglanmalidir. Zira aksi uygulama müteahhitle firmanin pazarlik yapmasina, fiyatlarda ciddi bir denetimi imkânsiz kilacak kirimlarin gündeme gelmesine ve dolayisiyla denetimin insaat alaninda bizzat yapilmak yerine büroda kâgit üzerinde yapilmasina yol açmaktadir.

 

13. Ilgili alanlarda egitim veren ve müfredatinda meslek etigi dersi olmayan lise, yüksekokul ve fakülteler için bu ders zorunlu hale getirilmelidir. Örgün ve yaygin egitim kurumlari duyarli hale getirilerek deprem ve sonuçlari konusunda egitim çalismalari arttirilmalidir. 

 

14. Günümüzde her ilde en az bir üniversite oldugu dikkate alinarak üniversitelerin bu alanda daha çok katki vermesi saglanmali, bilimsel arastirmalarda evrensellik ilkesinden kopmaksizin yerelin sorunlarina öncelik verilmelidir.

 

15. Bütün bu çalismalarin gerçeklestirilmesinde ve sürecin isletilmesinde kamu, özel sektör ve sivil toplum kuruluslari isbirligi yapmalidir.

 

Kamuoyuna saygiyla duyurulur.

 

BILSAM Akademik Düsünce Toplulugu


Bizimle sosyal ağlarda bağlantı kurun!