BIlSAM Kadin PlatFormu tarafindan düzenlenen, Egitimci-Yazar Necla KOYTAK’in konusmaci
oldugu, “Kadin Kimliginin Yeniden Tanimlanmasi” konulu konferans Il Genel Meclisi Salonu’nda
gerçeklestirildi.
Konferansin açilis konusmasinda BILSAM Kadin PlatFormu’nun vizyonu ve çalismalariyla ilgili bilgi
veren Zeliha GÜLTEKIN sözlerine söyle devam etti: “Içinde yasadigimiz dünya artik zarafetten,
merhametten, hosgörüden ve en önemlisi de sevgiden tamamen uzak, her seyi bir noktada maddi
unsurlara baglayan ve gün geçtikçe de olumsuzluklarin hizla yayildigi bir hal almistir. Bu baglamda kadin
toplumsal yapinin temel tasiyicisi olan “aile” yi biçimlendiren, etkileyen temel unsur olmakla kalmayip,
kültürel mirasin geçisinin anahtari ve gelecek nesillerin hazirlayicisi rolünü her çagda üstlenen bir konuma
sahip oldugundan öncelikle ve özellikle kadin kimligi konusunun ele alinmasi zaruridir.”
Konusmasinda kadinin toplumun degisimindeki rolü ve konumunu tarihten ve felsefeden örnekler verip
modern kimlik ve Müslüman kimlik üzerinde konusan Egitimci - Yazar Necla KOYTAK sözlerine söyle
devam etti:
Kadin toplumun insasinda önemli bir rol oynamaktadir. Çünkü besigi sallayan el dünyaya hükmeder.
Toplumsal degisimin hizli oldugu su dönemlerde kadinin toplumdaki rolü ve konumu toplumun degisiminde
merkezi rol oynamistir.Kadin ve aile degisirse o toplum da degisimde basarili olmus sayilmaktadir. Fakat
kadinin fitratina yabancilastirilmasi degisimi olumsuz hale getirmektedir. Toplumu güçlendirmek için kadinin
güçlü olmasi gerekmektedir. Evet ama kadinin güçlü olmasi modern dünyada erkeklestirilmesi anlamina
gelmektedir.
Dünyamiz insan akliyla kurgulanmis bir proje dogrultusunda sekillenmistir. Bati akli dogrultusunda
sekillenmis bir dünya hepimizi küresellestirmektedir. Insani maymunla baslatan bir temele sahip Bati akli
Insanligi tamamen madde üzerinden tanimlayan bir noktaya alçalmistir. Degerli olmak,tamamen maddi anlamda
sahip olduklarimiza bagli hale getirilmistir.Gelenegimiz dini dönüstürüp kadini zayif birakmis ve dünyayi degistiren
bir güçten mahrum birakmistir.Modern dönemde ise kadina , gelismesinin ancak gücün pesinde kosmasiyla
mümkün olabilecegi empoze edilmis ve böylece rahmetin tecellisi oldugu fitratina yabancilastirilmistir. Bati aklinin
en yüce degeri “güç” tür. Insanin ihtiyacinin güç olduguna inanciyla kurgulanan bir dünyada iç savaslar,
ayrimcilik,ötekilestirme,göçler,sefalet eksik olmamaktadir.Dünyadaki bütün bu sikintilara gücün merkeze alinarak
olusturuldugu bir anlamlandirma davranisi sebep olmaktadir.Daha fazla güç daha fazla rekabet demektir.Bu nedenle
güç üzerinden sekillendirilen bir dünyada çatisma kaçinilmazdir.Fakat bizler tamamen vahiyden uzak bir akil
çerçevesinde yasamak zorunda degiliz.Müslümanlar olarak vahyin bize kazandirdigi insanin alçaltilmadigi bir bakis
açisina sahibiz.Buna göre insan Allah’in ruhundan üfleyerek yücelttigi ve yeryüzünü imar etmek için yarattigi
halifesidir. Insanlarin dünyayi yagmalarcasina kullanmasina bir son vermek ancak dünyayi yeniden
anlamlandirmakla mümkün olabilir. Bu da ancak vahyin yardimiyla gerçeklestirilebilir.Dünyayi yeniden
anlamlandirirken merkeze sevgiyi yerlestirmek zorundayiz. Çünkü bizim inandigimiz Allah’in en fazla öne çikan
iki sifati Rahman ve Rahim’dir. Ayrica bir hadis-i serifte Hz.Peygamber’in söyle buyurmasi merkezde
sevginin olmasi ve bu çabanin da ancak kadin kimliginin sevgi baglaminda yeniden kavranilmasiyla basariya
ulasacagini ifade etmektedir.”Allah rahmi yaratti ve ona kendi ismini verdi.Rahme sikinti verenden rahmetini
keser.”
Vahiy insanin ne için yaratildigini ve nasil yücelecegini belirlemistir.Kadin anne olmak için yaratilmistir
ve bu açidandesteklenmelidir.Modern dünya kapitali yüceltmektedir.Fakat annelik konumunun yüceltilmesi
gerekmektedir. Çünkü annelik yüceltilirse sevgi merkeze yerlesecektir. Bu yüzden kadinin annelik yapiyor
diye psikolojik olarak takdir edilmesi gerekir.Ancak böylelikle kadin, fitratina dönebilir ve dünya sevginin
egemen oldugu bir yer haline gelebilir. Kadinin gücü farklidir.Bu güç sevgi gücüdür.Dünyanin artik dah
çok üretime ya da tüketime ihtiyaci yok sevgiye ihtiyaci var.Eger sevgiyi hayati yönlendiren bir deger
olarak ikame edersek sorunlari çözebiliriz.Kadin Rahman ve Rahim özelliklerinin en fazla öne çiktigi cinsi
latiftir. Dolayisiyla çok daha insanca bir gücün kaynagi olan kadin toplumu degistirebilir, gelistirebilir.
Besmeleden hareketle insanin en önemli görevi hayata dair durusunun sevgi ve merhamet temelli
olmasi gerektigidir.Müslümanlar olarak sevgiyi insanlarin gündemine getirecek bir bilince sahibiz. Çünkü
bizler kizi Fatima içeriye girdiginde ayaga kalkarak karsilayan bir peygamberin takipçileriyiz.
Tarihteki en anlamli degisim ve dönüsüm sevgi çerçevesinde mümkünolabilir.Dünyadaki sert esen rüzgarlari
ancak sevgi dindirebilir.
Programin sonunda günün anisina Egitimci-Yazar Necla KOYTAK’a Semra KÜRÜN tarafindan kayisi
takdim edildi.