BILSAM tarafindan düzenlenen “Geleneksel Kültür Kusagi Konferanslar Dizisi” nin bu haftaki konugu “Türk Dünyasi ve Medeniyet Tasavvurumuz” konusuyla” Prof.Dr. Orhan KAVUNCU’ydu. Malatya Il Özel Idare Salonu’nda düzenlenen konferans yogun bir katilimla gerçeklesti.
“Türk Dünyasi” ifadesinin kendisinin gelecekle ilgili bir tasavvuru oldugunu, eger Türk Dünya’si bir araya gelirse adalet temeline dayali bir dünyanin/düzenin/medeniyetin kurulabilecegini ifade eden Prof.Dr.Orhan KAVUNCU, konferansin basinda Türk Dünyasi’nin yasadigi cografya hakkinda bilgi verdi.Türk Dünyasinin yakin tarihindeki önemli gelismeleri ifade edip bu gelismelerin bugünümüzü ve yarinimizi nasil etkiledigine iliskin yorumlarda bulundu.Konferans “Adalet temelli bir dünya olusumunu neden Türk Dünyasi yapabilir?Türk dünyasinin bu ideali gerçeklestirmek için bir araya gelmesine imkan taniyan ve bu durumu zorlastiran etkenler nelerdir?” Sorularinin cevaplanmasi çerçevesinde söyle devam etti:
Türk Dünyasi olarak niteledigimiz cografya yaklasik 12 milyon km’lik bir cografyadir. Bu cografyada anadili Türkçe olan halklar yasadigi gibi anadili Türkçe olmayan halklar da yasamaktadir.Bu cografyada bagimsiz Türk Cumhuriyetleri, özerk bölgeler ve Türkçe konusmasa da kendimizden ayiramayacagimiz halklar var. Geçmisteki Türk-Islam/Türk devletlerinin bakiyesi olan baska ülkelerin vatandasi olarak yasayan soydaslarimiz var. Tüm bu unsurlari Türk Dünyasinin mümtaz bir parçasi olarak kabul edip bunlarin hepsini bu dünya içerisinde mütalaa etmemiz gerekmektedir.
Sovyetler Birligi’nin dagilmasiyla birlikte Özbekistan, Kazakistan, Kirgizistan, Türkmenistan ve Azerbaycan bagimsizligini ilan etti.Hazirlikli olmadigimiz fiili bir durum karsimiza çikti.Fakat bu duruma Türkiye olarak hazirlikli yada hazirliksiz yakalanmamizdan ötede bu durum Türk Dünyasi’nin güçlü olmasini saglayacak tarihi bir süreçti.Birlesmis Milletler’de artik bizimle ayni dili konusan, ayni kibleye dönük devletler vardi.Rus boyundurugundan kurtulup bagimsizligini kazanan soydaslarimizi ilk taniyan Türkiye oldu.***Aramizdaki iliskileri gelistirebilmek için her Cumhuriyete 250 milyon dolar yardim ettik.Ögrenci mübadele programi olusturduk.1993’de cumhurbaskanlarinin imzaladigi bir antlasma olan TÜRKSOY halen yürürlüktedir ve Türk dünyasi için faydali isler yapmaktadir.TÜRKPA 2008’de kurulmustur.3 Ekim 2009’de Nahcivan’da Türk Isbirligi Günü imzalanmistir.Bayragi daimi bir sekretaryasi ile mütekamil bir uluslar arasi isbirligi teskilati olan Türk Kengesi olusturuldu.
Türk Dünyasi varligini saygin ve özgün bir sekilde gelecege tasiyabilmek için Ismail GASPIRALI’nin “Dilde,fikirde ve iste birlik” düsturunu hayata geçirmek zorundadir. Avrupa Birligi, sadece çikara dayali ümitsiz bir demir çelik antlasmasinin üzerine kuruldu. Bizim Türk Dünyasi olarak tarihi ve kültürel yakinligimiz AB’yi kuran ülkelerin birbirleriyle olan yakinliklarindan çok daha fazladir. Yeter ki “Türk Dünyasi” tasavvuruna inanilip bu dogrultuda çalismalar yapilsin. Böylece biz nimetlerle külfetlerin dagilimindaki adaletsizligi ortadan kaldirabiliriz. Türk Dünyasi’nin yeryüzünde hakim olmasi halinde “Komsusu aç iken tok yatan bizden degildir.” ile Firat’in kiyisindaki kuzudan dahi sorumlu oldugumuz bilincine/ilkesine tabi bir medeniyetin varisleri olan bizler dünyaya adaleti getirebiliriz.
Konferansin sonunda dinleyicilerin sordugu sorularin cevaplanmasinin ardindan Prof.Dr. Orhan KAVUNCU’ ya günün anisina plaket ve kayisi takdim edildi. Ayrica Kültür Kusagi Konferanslar Dizisinde 3. hafta konugunun " Türkiye'de Siyasetin Dönüsümü ve Demokratiklesme" konusuyla Prof. Dr. Berat Bekir Özipek olacagi bildirildi.