BİLSAM Logo
Haberler Türkiye’de Saglik ve Malatya Örnegi

Türkiye’de Saglik ve Malatya Örnegi

BILSAM’in IV.Kültür Kusagi Konferanslar Dizisi’nin bu haftaki konugu “Türkiye’de Saglik ve Malatya Örnegi” konusuyla Inönü Ünv.Ögretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Kizilay’di. Arapgir Belediye Baskani Haluk Cömertoglu, Il Milli Egitim Müdürü Mehmet Bulut, Prof. Dr. Sezai Yilmaz Turgut Özal Egitim ve Arastirma Hastanesi Bashekimi Mehmet Aslan, Il Müftüsü Haci Yusuf Gül, Tabipler Odasi Baskani Dr. Ali Yalçin ile çok sayida vatandas katildi.
Türkiye’de Saglik ve Malatya Örnegi
Eklenme Tarihi : 30.12.2012
Okunma : 55


BILSAM bünyesinde faaliyetlerini sürdüren Genç Kalemler Yazarlik Okulu’nun açmis oldugu siir ve hikaye yarismasinda  dereceye giren ögrencilere ve proje danismani Yrd. Doç. Dr. Ilhan Erdem’e  ödüllerinin verilmesinin ardindan konusmasina baslayan Prof. Dr. Ahmet KIZLAY, tibbin tarihi gelisiminden ve saglikla ilgili tarih boyunca yapilan düzenlemeler hakkinda bilgi verdikten sonra sözlerine söyle devam etti:

 

 

Saglik herkesi ilgilendiren bir konudur.Ayrica saglik degisim ve yenilenmeyle  devam etmektedir. Artik teknoloji hekimlerin sag kolu olmustur. Hastaneler de ileri teknoloji parkina dönüsmüs durumdadir. Herkesin sagliga ihtiyaç duymasi nedeniyle saglik bir sektöre dönüsmüstür. Fakat tarihin her döneminde hastayla hekim arasinda bilgi ve konumdan kaynaklanan asimetrik bir durum söz konusudur. Her uygarlik bu asimetrik durumu düzenleyecek esaslar gelistirmistir. Günümüzde tüm ülkeler saglikta refah düzeyini arttirmak istiyorlar. Saglikta refah düzeyini  sadece devletin alacagi veya sadece bireyin alacagi tedbirlerle arttiramayiz. Hem devlet bazinda hem de bireysel olarak alacagimiz tedbirlerle sagliktaki refahimizi arttirabiliriz. Cumhuriyetin kurulusunda hekim sayimiz 600 idi.Bu doktorlar Türkiye’nin saglik sistemini kurdular. Cumhuriyet Dönemi’ni saglik sektörümüzün gelisimi     açisindan üçe ayirabiliriz.

 

-1923-1946;bu dönemde Refik SAYDAM  önderliginde saglikta temel yapilanmalar gerçeklestirildi. Devlet, sagligi yerel belediyelere devretti.Fakat belediyeleri yönlendirmek için bes tane numune hastanesi kurdu.

-1946-1960; Behçet UZ hükümet tabipliklerini olusturdu. 1961 anayasasinda devlet  toplumun saglikli olmasini saglayacak tedbirleri almakla görevlendirildi.Bu yüzden saglik hizmetlerinin sosyalizasyonu olarak niteleyebilecegimiz Nusret FISEK’in üstlendigi I.ReForm  dönemi basladi.  1980’e kadar bu sistem basarili bir sekilde devam ettirildi. Fakat 1982 anayasasinin 56.maddesiyle saglik, devletin sunacagi bir zorunlu bir hizmet olmaktan kaldiriliyor.Devlet, planlama ve denetim yapmakla görevlendiriliyor.Bu madde I. ReFormu  degistiren bir nitelige sahip fakat Türkiye’nin içinde bulundugu dönemin sartlari bu maddenin uygulanmasina izin vermiyor. 1980 ve sonrasinda 1.ReForm paketi uygulaniyor. Ayrica 1980’den sonraki tüm kalkinma planlarinda aile hekimligi ve genel sigorta var.Fakat bunlari gerçeklestirmek, 2006 ve 2011’deki düzenlemelere kadar,mümkün olmadi.

 

 

-1990-2005 ;sorunlu bir dönemdir.Bu dönemin sorunlu olmasinin iki sebebi var: 1.SSK toplumun yarisini kapsamasi fakat hizmette yetersiz kalmasi.2.Toplumun sadece bir kesimine hayli külfetli bir sekilde muayenehanede sunulan saglik hizmeti. 2003’te III:ReForm Paketiyle saglikla ilgili yasalar çikarilmaya ve uygulanmaya baslandi.Bu reForm toplumda büyük bir memnuniyetle karsilandi.Hatta katilim payini kabul edilebilir buldugu için itiraz etmedi.Sagliktaki iyilesmeler süreci besledi ve en son 2011’deki hükümlerle süreç tamamlanmis oldu.

 

 

Saglikla ilgili evrensel ölçekler Türkiye’de sagligin iyi oldugunu gösteriyor diyerek Türkiye’yi saglik açisindan degerlendiren Prof.Dr. Ahmet KIZILAY sözlerine Malatya’yi saglik açisindan  degerlendirmeye geçerek sözlerine devam etti. 2010 yili itibariyle Malatya’nin 65+ nüfusu grafikte %8.15’tir.Bu demek oluyor ki Malatya üç yil sonra yasli nüfusu fazla olan bir toplum olacak.Malatya göç veren bir yer.Ayrica Malatya ‘da ilk evlenme yasi kadinlarda 23,erkeklerde ise 26 olmasi itibariyle Türkiye ortalamasinin üstünde.Ayrica Malatya’da  dogurganlik orani Türkiye ortalamasinin altinda.Fakat hekim basina düsen nüfus miktari olarak Malatya iyi durumdadir. Malatya Dogu Anadolu Bölgesine bu özellikleriyle benzememektedir. Nüfus itibariyle daha çok Türkiye’nin bati bölgelerine benzemektedir.TURDEP 2  Malatya’daki diyabetli nüfus oranini %22.2 olarak göstermektedir.Bu, çok yüksek bir sayidir.TURDEP 2’nin Malatya ile  ilgili bulgularinin  Malatya özelinde saglamasinin yapilmasi gerekmektedir.

 

 

Saglikta herkesin beklentilerinin yüksek oldugunu ve bu beklentilerin orta vadede gerçeklestirilmesinin gerekliligine isaret eden Prof.Dr.Ahmet KIZILAY bu beklentilerin gerçeklestirilmesine yönelik görüslerini ifade etti:

-Üniversite hastaneleri Türkiye’nin önemli bir gücüdür.Bu gücün gelistirilmesi elzemdir.Dolayisiyla üniversite hastanelerinin özel bir statüde bir mevzuata baglanmasi ve güçlendirilmesi gerekmektedir.

–Aile hekimligi sitemi sehirde yeterlidir fakat kirsalda yeterli olamamaktadir.Bu nedenle karma bir sistem uygulanmasina geçilmesi gerekmektedir.Ayrica aile hekimleriyle üniversite hastaneleri arasinda bir konsültasyon biriminin olusturulmasi aile hekimliklerini daha verimli hale getirecektir

.–Saglik hizmetinin verildigi birinci basamak olan aile hekimliklerinin kalabalik olmasi , ikinci basamak devlet ve üçüncü basamak üniversite hastanelerinin tenha olmasi gerekmektedir.Fakat sistem saglik hizmetinin verildigi ikinci ve üçüncü basamaklari ne kadar hasta gelirse öyle ayakta kalan bir sisteme dönüstürmüstür.

 –Saglik çalisanlarinin kismi memnuniyetsizligi vardir.Çalisanlarin motive edilmesi gerekmektedir.Bu nedenle haksiz sikayetlerin geriye dogru takibinin yapilip müeyyideye tabi tutulmasi gerekmektedir.

Soru cevap kisminda ise Prof.Dr.Ahmet KIZILAY, Malatya’da II.basamak hastanesine ihtiyaç duyuldugunu, doktorun yaptigi isin temelde riskli oldugunu bu sebeple vatandasin daha sagduyulu davranmasi gerektigini,saglik meslek liselerinden mezun olanlarin yeterli olmadigini dört yillik fakülte bitirmis hemsirelere ihtiyaç duyuldugunu ifade ederek  sorulari cevaplandirdi.

 

 

Gelecek haftaki konugun “Türklerin Toplumsal Psikolojisi” konusuyla Prof. Dr. Erol GÖKA oldugu duyuruldu.


Bizimle sosyal ağlarda bağlantı kurun!